Çaykara-Dernekpazarı Kültür Ve Dayanışma Derneği
Çaykara ve Dernekpazarı için; büyük fedekarlıklar yapmışlardır. Yöre için, özellikle; eğitim konusunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmadılar. Çok cömert davrandılar.
Merhaba değerli hemşerilerim…
Gurbet duygusu sevgi ile ayrılık özlemini bir araya getirir. Gelecek uğuruna, anadan, babadan, yardan ve vatandan koparak gönüllerin sıla hasreti ile yanıp, gözyaşlarını akıttığı yerdir gurbet…
Gurbet, hasret ve sıla, Çaykara ve Dernekpazarı insanının adeta yazgısıdır. Hele dini bayramlar geldiğinde, döktürmediği gözyaşı, acıtmadığı yürek yoktur…
Bunun için bayramlarımız dört gözle beklenir. Sıla-i Rahim için milyonlarca insan yollara dökülür. Bayram namazlarımız, o saygı, sevgi ve muhabbet günlerimiz, el öpmeler, mezarlarımıza yaptığımız ve okuduğumuz dualar ve geçmişte yaşanan anılar, gözlerimizin önünde filim şeridi gibi gelir. Eğer gurbette yaşıyorsanız, şöyle derinlerde bir yer de, yüreğiniz öksüz kaldığını hissedersiniz, hep bir yanınız yarım ve eksiktir yaşamınızda…
Hayatınız koşuşturmalar içerisinde, geçiyordur mutlaka. Ama ya beyninizde iz kalan adını koyamadığınız şey? O sızı. Hani bildiğiniz ama ne olduğunu tam tarif edemediğiniz o sıkıntı. Daralıverir yüreğinizde, hiç bir yere sığamazsınız. Bütün suçu gurbete yüklersiniz, yalnızlığınızla baş başa kalıverince, gidecek kapı sığınacak bir liman bulamayınca ne zor geçer dakikalarınız…
Hele bir de gece oluverince hepten yalnızsınızdır. İşte o zaman bir de bakmışınız ki, göz pınarlarınızdan süzülüvermiş yaşlar. Sevdiklerinizi özlediğinizi anlar, Ah şimdi yanımda olsaydı, diye düşlersiniz. İnsanoğlu hep birilerine hasret yaşar bu hayatta. Çok hissettiğimiz güzel duyguları bile karşımızdakilere hissettiremiyor, seni seviyorum demek zor geliyor bize. Hayat meşguliyetler, dertler tasalarla, birçok uğraşlarla çok çabuk geçiyor. Sevdiklerimize çok geç olmadan, fırsat elden gitmeden, onları yitirmeden sevdiğimizi söyleyelim…
Memleketten uzakta olan gurbet mağduru hemşerim unutma!
Gurbette alınanlar, sılada bırakılanların yerini dolduramaz. Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar. Sevmeyen bir kalp, Yunus'un tabiri ile “Kuru bir TAŞ’a” benzer. Onun üstünde ne çiçek, ne de gözyaşı yeşerir. Asla unutmayın; Köyde, her ev birini bekler. Köylerimiz mahzun garip ve boş…
Köye geldiğinizde bakımsızlıktan, sahipsizlikten yıkılan evler karşılar sizi. Duvarların dibinde otların evinizi kapattığını görürsünüz. Yıkılan evlerin, ahırların, mereklerin kimi duvarlarını görür ve evinizin önünde çay içtiğiniz babanızın acılarını, her gün evin önünü süpüren annenizin ve komşularınızın seslerini duyar gibi olur, o anıları yaşarsınız gözlerinizden akan yaşlarınızla. İşte bu yüzden köyde olmak vardı bayramlarda. Yanımızdan çekip giden çocukluğumuzun ayak izlerini görmek vardı. Yağmur damlası sonrası toprak kokusunu içimize çekmek vardı. Sevdiklerimize ulaşmak onlarla kucaklaşmak vardı. Ama bir Bayram daha birçoğumuzun hayallerinde kaldı değil mi? Güzel vatanlarından giden ya da gitmek zorunda bırakılan güzel insanlar. Bir kereliğine olsa hüznü kederi kovalım ruhumuzdan…
Siz gurbetteki kardeşlerimiz; Bayram namazından sonra sarılın telefonlarınıza ilk olarak birbirimizin kalbini kırdığımız insanların gönlünü alalım, gözleri kulakları yolda olan, babanızı, ananızı, kardeşlerinizi ve tüm sevenlerinizi arayın unutmayın ki onlar sizi bekliyor…
Benim ömrümde ırmaklar vardır, sularında hayallerimi yüzdürdüğüm, benim ömrümde sevdiklerim vardır, Bayramlar ayrı geçince üzüldüğüm…
Bayramınız mübarek olsun!
Selam ve sevgilerimle…