Çaykara-Dernekpazarı Kültür Ve Dayanışma Derneği
Çaykara ve Dernekpazarı için; büyük fedekarlıklar yapmışlardır. Yöre için, özellikle; eğitim konusunda hiçbir fedakârlıktan kaçınmadılar. Çok cömert davrandılar.
GEÇMİŞİ YAD EDERKEN
Geçmişin ve geleceğin kopmaz bir bağı vardır. Bugünümüzü ve yarınımızı dünümüz belirler. Geçmişte yaşadığımız her bir olay bizi biz yapar. Ders alırsak geçmişten ne ala…
İnsan olarak geçmişimize sahip çıkıp yaşananlardan ders çıkarmak, sağlıklı bir gelecek kurmak için zorunludur. Bizi geçmişimize götüren bağlar; hayatımıza anlam katan, mutlu ve değerli kılan bağlar olduğu için hafızamıza kaydedilmiştir.
Geçmişin tozunu atalım biraz ne dersiniz bugün…
Raflarda tozlanmış, eski albümü
Hüzünlendi gönlüm, açtım ağladım
Hatıralar bir bir, burktu kalbimi
Sessizce yutkundum, baktım ağladım
Birçok hatıranın sırları gizlidir fotoğraf karelerinde…
Bazen vefat etmiş büyüklerimizin gözlerine bakar yaşarır gözlerimiz bazen de yıllar önce bırakıp gittiğimiz gurbet ellerden bakarız evin önündeki armut ağacına. Ne hatırlar canlanır bir anda gözlerimizde.
En önemlisi fotoğraf karelerinde kaybettiğimiz benliği buluruz kimi zaman belki de… Her ne kadar anlık olsa da.
Çayırcılık zamanlarında yardımına koşan komşunu görürsün ve bir şeyler gelir aklına birkaç saat sonra unutacağın.
Zaman tüneline, mahkum olmuşuz
Sevgiyi kaybettik, kinle dolmuşuz
Neleri yitirmiş, neler bulmuşuz
Kafamı bunlara, taktım ağladım
Uzun ince bir yolda hayat mücadelesine kapılmış gidiyoruz dostlar. Geride bıraktıklarımıza bakmadan veya bakınca da korkarak hep zamanı tüketiyoruz; meçhul sona doğru.
Senede bir kere hatırlarız sevdiklerimizi bazen. Ya bayramdan bayrama, ya düğünden düğüne ya da cenazeden cenazeye. Oysa aynı tastan ne çorbalar içilmiş ne yemekler yenilmiş. Ekmeği böldüğümüz komşumuzu unutur hale geldik dostlar.
Ve bir telefon gelir unutulur resimler, mazideki yaşanmışlıklar…
Resimler sararmış, bazısı solmuş
Kimisi bitirmiş, miadı dolmuş
Kimisi de düşmüş, Hak vaki olmuş
Son sigaramı da, yaktım ağladım
Sonbahar yaprakları düşünce bir gariplik çöker Solaklı Vadisine. Terk edilmişliğin sancıları başlar belki de. Yalnızlığın verdiği hüzün kaplar dağları, ırmakları, bahçeleri…
Her resim karesi bir mevsimdir belki de, belki de hayatın bir evresi. Belki de dün resimde gördüğünün yarın cenazesi saklıdır o karede, kim bilir?
Eskiden mektuplar yazılırdı, ahırdaki ineğin bile sorulduğu. Ne oldu bize dostlar? Şimdi telefonlar bile bir çıkarımız varsa çalar oldu; söz meclisten dışarı…
Nereden nereye, çevrilmiş gözler
İç başka dış başka, maskeli yüzler
Ağudan beterdir, söylenen sözler
Yıllara yumruğu, sıktım ağladım,
Yetişkin bir birey olarak geçmişte yaşadığımız acı ve tatlı olaylar, bizi etkilediği ölçüde belleğimizde yer bulur.
Ailede, okulda, bir sağlık kuruluşunda veya askerlikte yaşadığımız bazı olaylar zaman zaman hafızamızda canlanıverir.
Bu olaylardan bazıları bizi mutlu kıldığı, yaşamımıza yön verdiği ya da unutulması zor; acı ve elem yaşamamıza neden olduğu için hafızamızda ömür boyu sakladığımız anılardan oluşur.
…………………………………………………………………………………………..
Bizim sorumluluğumuz var dostlar. Şahsen ben gençlere baktığımda üzülüyorum ama sorumluluğun bize ait olduğunu düşündüğümde kendime de kızıyorum. Geçmişten uzak yetiştirdiğimiz; farklı ortamlara teslim ettiğimiz veya etmek zorunda kaldığımız gençlerin bugün atasını, akrabasını, baba dostunu, ana yurdunu, köyünü tanımayan neslin sorumluluğunu az da olsa üstümüze alalım derim.
Bir büyüğümün, oğluna 7 kuşak atasını saydırdığını ve tek tek söylediğini paylaştığı bir sosyal medya gönderisini görmüştüm. Ben dahil kaçımız dedemizin babasının babasının en azından ismini; lakabını biliyor desem bana gülersiniz biliyorum. Hatta benim oğlan bırak onları benim dedemin ismini bilmiyor der gibisiniz. Çok vahim bir durum. Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez.
Geçmişten öğreneceğimiz çok şey var. Geçmişe bakarak, kendiniz hakkında fikir edinebilirsiniz ve bir tür olarak kim olduğunuzu daha iyi anlayabilirsiniz. İyi (ve çok iyi olmayan) kararlar vermeyi inceleyebilir ve kararların bağlamını ve sonuçlarını daha iyi anlayabilirsiniz. Bir zamanlar uç noktada olan ve şimdi ana akım olan kavramların ve fikirlerin köklerini ortaya çıkarabilirsiniz.
Geçmiş ve gelecek birbirini tamamlayan zaman diliminin önemli iki halkasıdır. Geçmişten yararlanarak geleceğe yönelik planlar yapmak yararlı sonuçlar verir. Bu nedenle gerek bireysel gerekse de toplumsal açıdan geçmişi unutmadan geleceğimizi kurmaya yönelik adımlar atabilmeliyiz.
Bireysel geçmişimizin iyi anılmasını istiyorsak, yaşamımızda anlamlı izler bırakmaya gayret göstermeliyiz. Bu da geride bırakacağımız eserler ile ve nesiller ile mümkün olacaktır.
Gelin şu soruyu kendimize soralım.
Geçmişi, bugünü ve geleceği dengelemekte saatimiz doğru zamanı gösteriyor mu?